Antik Knidos kentinin en değerlisi Knidos Karası
Helenistik çağlardan başlayıp Roma dönemindeki büyük depremler yüzünden şehrin terk edilmesine kadar, Datça Yarımadası ve antik Knidos kentinin en önemli gelir kaynağı bağcılık, şarap ve sirke üretimi olmuştur. Bulunan Knidos damgalı amforalar Knidos şarabının neredeyse tüm Akdeniz havzasına ihraç edildiğini gösteriyor. Hatta, Knidos ve Roma arasında yapılan yazışmalara göre Roma Ordusunun Knidos şarabının kurumsal müşterisi olduğunu varsayılabilir. O zamanlar Datça Yarımadasının her yanına yayılan bağlardan kalan eski üzüm kütüklerini bugün hala bulmak mümkün. Eskiden ne deniyordu bilmiyoruz ama biz ıslah ettiğimiz bu üzüme en uygun adın “Knidos Karası” olduğunu düşündük.
Farklı kaynaklardan tarihini bildiğimiz bu üzümden ilk örnekler Kızlan Köyü civarından gelenlerdi. Daha sonra yarımadanın farklı bölgelerinden kestiğimiz yabani çubuklarla 2006 yılında deneme üretimine başladık. En iyi sonuçları veren asmalar, Bağlıbelen ve Bağlarözü mevkiindeki eski teraslardan bulduklarımızdı. Sonraki yedi sekiz yıl boyunca her yaz iyi salkım ve tane veren asmaları işaretleyip diğerlerini bahar geldiğinde aşılamayı tekrarladık durduk. Doğrusunu söylemek gerekirse 2013 yılına kadar vardığımız nokta pek de umut verici değildi. Bazı tesadüfler ve asmaları vuran hastalık sayesinde o yıl çok farklı sonuçlara ulaştık. Sekizinci yılın sonunda ilk defa sağlıklı salkımlar oluştu. Terbiye şekline göre çok farklı sonuçlar veren bu üzümü giderek daha iyi tanıdık. İlk yıllarda bu üzümden üretilen şaraplar vasatın ötesine geçmezken 2016 yılında genel parametrelerde daha dengeli bir noktaya vardık.
Knidos Karasını diğer şaraplık üzümlerden ayıran en belirgin özellik, Datça’nın kavurucu sıcağına rağmen çok geç olgunlaşması ve hasatın zamana yayılmasıdır. Eylül sonunda başlayan hasat kimi yıllarda Kasımı bulabilmekte daha da ilginci aynı asma üzerindeki salkımların olgunlaşması bile iki ile üç haftaya varan farklılıklar gösterebilmektedir. 2018 yılında Eylül sonu, Ekim başı ve Ekim sonu olmak üzere üç farklı tarihte ürün toplanmıştır. Sıcak iklime rağmen ideale yakın bir asiditeye sahip olan bu üzümün devam eden ıslah çabalarımızla giderek daha iyi bir fenolik olgunluğa ulaşmasını umuyoruz.
Bu uzun soluklu yolculuğumuzda Knidos Karası’nın bilinirliğini artırmak için bağımıza kadar gelip çekimler yaparak yayınlayan Sn. Muzaffer Özgen’e, Anadolu’nun tüm özgün üzümlerinde olduğu gibi Knidos Karasını tanıtmak için ciddi çaba harcayan Sn. Ayhan Güleyen’e, bağcılık ve şarapçılık konusunda derin bilgi ve deneyimleriyle bize destek olan Sn. Semril Zorlu’ya ve özellikle Knidos Karası’nın genetik – bioinformatik analizlerini yaparak bu üzümün özgün bir çeşit olduğunun belirlenmesini sağlayan Sn.Prof. Dr. Hakan Gürdal ve Sn. Prof. Dr. Ali Ergül’e teşekkür ederiz.
Hazırlayan: Knidos Şarapçılık Kurucusu Giray Erkan