Datça Yarımadası Türkiye’nin en önde gelen badem bölgesi
Datça Türkiye’nin en önde gelen badem bölgesidir. Yarımadada toplamda 13.000 dekar badem bahçesi bulunmaktadır. Bu da aşağı yukarı 450.000 kadar badem ağacına eşittir. Bu kadar ağaçtan da aşağı yukarı 2000 ton badem elde edilir. Tüm Türkiye’de yaklaşık 20.000 ton badem üretildiğine göre, ülkenin badem üretiminin yaklaşık %10’u Datça’da gerçekleşmektedir.
Bu, Türkiye için önemli bir üretim olmasına karşın, dünya üretimine ve arzın %80’ini tek başına üreten ABD/Kaliforniya ile karşılaştırıldığında çok ufak bir üretimdir. Kaliforniya’da yaklaşık 5 milyon dekar badem bahçesinde 1 milyon tona yakın badem üretilir.
Datça bademlerinin farkı tonajı değil, nitelikleridir. Bademleri diyoruz çünkü Datça’da dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir yerel badem çeşitliliği vardır. Meyve Mirası Çalışma Grubu’ nun 2007 yılında başlayarak Muğla’da yürüttüğü çalışmalarda birçok yerel meyve türü kayıt altına alınmış, bu çalışmaların Datça ayağında da yarımadadaki hepsi yerli olan badem türleri tespit edilmiştir. Bu çalışma Datça bademleri üzerine yapılan en ciddi ve kapsamlı çalışma olmuş, sonucunda 97 tür badem tespit edilmiştir. Bu tespitler bahçe bahçe, köy köy dolaşarak yapılmış özellikle sayın Elizabeth Tüzün’ün çok büyük katkılarıyla gerçekleşmiştir.
Bu çalışmadan sonra 2012 yılına geldiğimizde, Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümünden Damla Kaptan tarafından hazırlanan ‘’Datça Bademlerinin Genetik Çeşitliliği’’ adlı tez çalışmasıyla daha önce tespit edilmiş olan 97 türün bazılarının aynı olduğu tespit edilmiş ve sonuçta 82 özgün tür kesin olarak belirlenmiştir. Yani bugün bilimsel kesinlikle söyleyebiliriz ki, Datça’da tespit edilebilmiş 82 çeşit badem türü vardır.
Bu inanılmaz bir çeşitlilik, zenginliktir. Örnek vermek gerekirse 5 milyon dekar badem plantasyonunun bulunduğu Amerika’da toplamda 30 küsur tür bulunmakta. Bir tarafta 13 bin dekarlık Datça, diğer tarafta devasa Kaliforniya bademlikleri. Ama tür çeşitliliği olarak Datça’nın yanına bile yaklaşmıyor.
Bu çeşitliliğin iki türlü faydası var; birincisi ziraat anlamında, ikincisi ise tüketici açısından. Ziraat anlamında, tarım zararlıların en az çoğalabildiği, hastalıkların en az yayılabildiği ve türlerin dayanıklılığının en üst seviyede olduğu bir tarım şeklini görürüz. Her bir badem türü farklı fizyolojiye sahip olduğundan tek bir hastalık veya zararlıya teslim olmazlar. Birkaç tür zarar görür ama diğerleri kendini kurtarır. Veya farklı çiçek açma dönemlerinden ötürü bazı türler kötü hava şartlarından etkilenirken diğerleri etkilenmeden bol ürün verirler. Tüketiciler ise birbirinden lezzetli onlarca türü satın alma şansına sahip olurlar. Kimisinin çağlasını, kimisinin taze bademini, kimisinin de kuru bademini deneyip, beğenerek alırlar.
Bu kadar tür nasıl ortaya çıktı? Öncelikle bu türlerin hepsinin yerli, Datça’ya özgün türler olduklarının altını çizmek lazım. Yani dışarıdan onlarca tür Datça’ya getirilmiş ve dikilmiş değildir. Bunların hepsi yıllar içerisinde, birbiriyle tozlanarak yeni türlerin ortaya çıkmasına sebep olmuş ve sonuçta her biri yarımadanın iklimine, toprağına uyum sağlamış güçlü, lezzetli, verimli türler ortaya çıkmıştır.
Yeni bir tür ortaya çıktığında eğer farklı bir özelliği varsa, mesela, diğerlerinden daha çok mahsul veriyorsa, veya diğerlerinden daha iri bademi varsa, veya daha erkenciyse ya da daha dayanıklıysa onu keşfeden çiftçi hemen ona bir isim vermiş, yani bir yerde onu tescil etmiş. Mesela ‘’Karıncalı Payam’’ demiş, mesela ‘’Puf Payamı’’ demiş, mesela ‘’Ayvamandal Payamı’’ demiş (Datçalılar bademe payam derler).
Bazen de öyle değişik ve değerli bir tür bulmuş ki ona ‘’Nurlu’’ demiş. İşte bunlar gibi 82 çeşit bademe 82 değişik isim vermişler. Tüm bu çeşitler de Datça’yı dünyada eşi benzeri olmayan bir badem diyarı yapmış.
Hazırlayan: Yasin Kolaşin – Tarım Ekonomisti